19 Aralık 2014 Cuma

KITAP ONERI: ABİM DENİZ - Can DÜNDAR


Abim Deniz
(Hiç Yayınlanmamış Mektup ve Fotoğraflarla Hamdi Gezmiş'in Anıları)

"Bu kitapta Deniz'in durgun, fırtınalı, eğlenceli, dalgalı hallerini ve yer yer derinliklerini bulacaksınız. Neden bugün hâlâ on binlerce çocuğun adında yaşadığını, her kesim tarafından sevilip sayıldığını, ölüm yıldönümlerinde nasıl olup da her yıl biraz daha büyüyen kalabalıklar toplandığını, her direnişte, her mitingde isminin niçin ısrarla anıldığını, neden Gezi Direnişi patladığında AKM'nin en görünür yerine onun posterinin asıldığını daha iyi anlayacaksınız."

Bugüne kadar özenle saklanan fotoğraflar, mektuplar ve belgeler, Can Dündar'ın deneyimli gazeteciliği ve Deniz'in yıllarca sessiz kalan kardeşi Hamdi Gezmiş'in tanıklığıyla birlikte ilk defa bu kitapta gün yüzüne çıkıyor. Devrim ideali peşinde fedakârca koşturmuş bir kuşağı ve dönemin siyasi atmosferini ortaya koyan Abim Deniz Denizlerin "onurlu ve cesur" duruşlarına içten bir selam…
(Tanıtım Bülteninden)

22 Kasım 2014 Cumartesi

KITAP ONERI: IKI RUH Diriliş - Aysun ÇELİK

İKİ RUH  - Diriliş - Aysun Çelik

"Birazdan söyleyeceklerim hosunuza gitmeyecek ancak isitecekleriniz, birçogunuzun kulak tikadigi gerçeklerdir. Yüzlesirken ter dökecek, yumusak koltuklarinizda rahatsiz olacaksiniz belki de. Ancak birinin çikip sizi rahatsiz etmesinin vakti gelmisti. Birinin size zincirlerle yasadiginizi hatirlatmasi gerekiyordu artik. Bu modern kölelik sistemi o denli yedirildi ki bize, bileklerimizde sallanan zincirleri göremeyecek kadar kör, sesini isitemeyecek kadar sagir olduk. Yerlerde tekmelenip dövülürken el kaldiramaz olduk, agzimiz kapatilirken sesimizi çikaramaz olduk, küfürler yagdirilirken sineye çeker olduk, üstümüze toprak atilirken uslu uslu yatar olduk. Ah benim hakkini savunamayan kardeslerim! Magdur ve magrur halkim; uykunuzu bölüyorum lakin artik atin üstünüzdeki agir topragi. Mezarlarinizdan kalkin ve hakikatle yüzleserek hafifleyin! Size kalkan elleri kirmak istiyorsaniz sokaga dökülün. Ayni toprak üzerinde huzur içinde yasarken, bölücü fikirlerle kirbaçlanip birbirine düsman edilen kardeslerim. Kirbaçlara boyun egmeyin, seytanlarin sözlerine kanmayin kolayca. Dostça bakan gözlerindeki düsmanligi görün artik! Elindeki yetkileri size karsi kullanan sayili düsmanlarinizi görün ve esas gücünüzün farkina varin. Sizi bölüp daha küçük parçalara ayirmalarina göz yummayin. Unutmayin, bütün olarak daha güçlüsünüz. Saklandiginiz gölgelerden çikin ve kaninizi emen yarasalara karsi isikta savasin!" (Tanitim Bülteninden)


ISBN:9786053230571
Yazar Adı:Aysun Çelik
Yayıncı:Cinius Yayınları
Cilt:Ciltsiz
En (cm):14.0
Boy (cm):21.0
Kağıt Cinsi:Avrupa Okuma Kağıdı
Sayfa Sayısı:468
Ağırlık (gram):500

19 Kasım 2014 Çarşamba

KITAP ONERI: AKLIMDAKİ ŞEYTAN - Irina ANDREEVA



Kitap
Aklımdaki Şeytan

Kader Lena'yı daha çocukken büyük bir kâbusla yüzleştirmişti. Evini ve ailesini ateşe verirken tek istediği ihanetlere ve dinmek bilmeyen gözyaşlarına son vermekti, kötülük yapmak değil. Belki de kendi yarattığı masalın prensesi olmak istemişti.
Gürcistan'dan Türkiye'ye gelip geçimini sağlamak için hizmetçilik yapan Lena, bu kez de başkalarının sır dolu hayatlarıyla yüzleşir. Suç işlemekten çekinmeyen aklındaki şeytana uymamak için yeni tanıştığı merhamet ve sevgiden yardım ister. Ama hayat onun için acımasız ve zalimdir. Aklındaki şeytansa yeni ölümlerin peşinde...

KITAP TANITIM - TURUNCU ADAM - Zehra Aylin ALEMDAR


Bende ki Seni Sana Teslim Ettiğim de Yeniden Özgür Olacağım
YENİLENMENİN RENGİ TURUNCU
Her şeyin olduğu gibi bekleyişlerin de bir bitiş zamanı vardır. Neyi beklediğinizin önemi yoktur. Bazen birinin yoldan gelmesini, bazen sınav gününüzü, bazen tatili, bazen gülmeyi, bazen tekrar sevmeyi bazen de bir resmi teslim edebilmek için beklersiniz.
Bekleyişinizin bitmesi özgürlüğünüzü tekrar elde etmenizi sağlar.
Zeynep’in bekleyişinin en güzel yanı, atölyesi ile birlikte kalbinin kapılarını da yeniden açabilecek kadar güçlenmiş olmasıydı.

SİYAHİNCİ YAYINLARI


KITAP TANITIM: KUCUK DÜNYANIN BUYUK İNSANLARI - Osman YAMAÇ

Küçük Dünyanın Büyük İnsanları - Osman YAMAÇ




Küçük Dünyanın Büyük İnsanları


.uyuyamadım. O gece ve sabahına kadar. Ayağıma yeni ayakkabılarımı giydiğim gibi okula koştum. Kendimi bildim bileli ilk defa normal ayakkabı giymiştim. Yürüyüşüm bile değişti. Herkes ayağına siyah lastik giyerken, benim ayağımda yeni potinler vardı. Arkadaşlarım koşup oynarken ben eskimesin diye neredeyse elime alacaktım ayakkabılarımı. Teneffüs de Nehir öğretmenimiz ayakkabılarımı gördü. Nereden aldığımı sordu. Ben de ablamın Almanya? dan gönderdiğini söyledim. Kulağıma eğildi ve dedi ki. ? Oğlum onlar kadın ayakkabısı giyme onları. ? Kadın ayakkabısı ile saatlerce dolaştım. Acı bir gerçek ki köyümüzde o ayakkabıların kadın ayakkabısı olduğunu kimse bilmiyordu...

Elveda ben yarınlarda yokum. Elveda diyorum tüm kalanlara. Umudum da kalmadı, yaşam sevincim de. Hiçbir şeye inat etmiyorum. Belki kaçış benimkisi belki de bir veda. Çok daha kolay geliyor vedalaşmak. Her şeye veda daha da kolay. Umutlarda sizin olsun. Tüm yarınlarda. Arkamdan kimse bakmayacak biliyorum. Ben de dönmeyeceğim arkama, bakan var mı? Diye. Bu benim ki yok olup gitmek. Bir daha hiç dönmemek. Tüm gidenler gibi unutulup silinmek. Veda, geri dönme umudu olan bir teselli. Benimkisi veda değil,

Elveda.....




ISBN 9786058542709
13,5 x 19,5 cm.
Türkçe
132 Sayfa
Türler Roman Öykü

KITAP ONERI: YAPAY ZEKÂ: Bütünleşik Bilişe Doğru - Dr. Ali Orhan AYDIN

YAPAY ZEKÂ: Bütünleşik Bilişe Doğru - Dr. Ali Orhan AYDIN


  • Yazar Adı:
  • Eser Adı:
  • Yayına Hazırlayan:
  • Kapak Tasarımı:
  • Basım Tarihi:
  • Sayfa Sayısı:
  • ISBN No:
  • Dr. Ali Orhan Aydın
  • Yapay zekâ: Bütünleşik bilişe doğru
  • Ahmet Şenol Armağan
  • Tarık Kaan Yağan – Yrd. Doç. Nuri Sezer
  • 2013
  • 140
  • 978-605-4827-03-9

KITAP ONERI: AKIL TUTULMASI - Birgül Ayman GÜLER


Akıl Tutulması - Birgül Ayman Güler 





"Yüzyıllık 'milliyetlerin özerkliği' düşüncesi, günümüzde, etnik topluluklara statü verilmesini kendisi için değil ama azgelişmiş ülkeler için 'farklılıkların gereği' ilan eden Avrupa Birliği ile ABD gibi sömürgeci merkezlerin baş tacı olmuş durumdadır. Bu merkezler böylece dünyaya armağan ettikleri 'bireye dayalı demokratik toplumlar'dan geri basmakta ve dünyayı inanç-etnisite topluluklarına dayanan ortaçağ düzeniyle 'küreselleştirme' hedefi gütmektedirler"

İMGE KITABEVI

22 Ağustos 2014 Cuma

KİTAP ONERI: Dilinde Aşk Vardı Yüreğinde İhanet - Tuğrul Ahmet PEKEL

Dilinde Aşk Vardı Yüreğinde İhanet

Tuğrul Ahmet Pekel 




T&P Kitapevi Yayınları


Tutku çiçeklerinin açtığını görebiliyorum karanlıkta rengarenk. Vücudunun en egzotik noktalarında dans edebiliyorsa düşüncelerim özgürce. Bir tebessümünü yakalayabilmek için yirmi dört saat gözümü kırpmadan bakabiliyorsam umutsuzca. Her nefes alıp verişinde bir uzvunu elde edebilmek için savaşa biliyorsam zaman denilen soysuzla. Tenin tenime değmeden o hazzı tadabiliyorsam ve bu yetmedi sonsuza kadar mahkumum diye biliyorsam.
Aşkla dokundum sana beni hissedebildin mi ?
Bir mezara taş olmaksa selvilerin altında sonsuza dek. Bu bir vasiyetse, sana yazılan. Nokta konulup mühür vurulmuşsa en alt köşeye ve en son duam senin içindir diye okuya bilmiş'sem.
Bu dünyada pişman değilim seni sevdiğime sevda çiçeğim..
( Tanıtım yazısı )

9 Ağustos 2014 Cumartesi

Bir Şiir Bir Şair - Mualla Yassıbaş - Bir Sızı Sarıyor Bedenimi




BİR SIZI SARIYOR BEDENİMİ...
Bir sızı sarıyor bedenimi,
Kör sancılarda,öygün öygün ağrı saplanıyor sol yanıma..
Dalda soğuk alan,yalancı baharlara kanmış..
Ayva çiçekleri,misali kararıp kalıyorum..
Sevi ülkemin tüm çiçekleri,tüm kırlangıçları..
Zamansızlıkların tuzaklarında,esir düşüyor..!
Yenilgiyi içiyor yüreğim...
Kan yerine,kahır dolaşmacasına damarlarımda..
İliklerime dek donakalıyorum,kırlangıç ölümleri yağdıkca gökten...
Uzanıp koynuna gecenin,çekiyorum üstüme..
Kahırı,elemi yorgan yorgan...!

18 Temmuz 2014 Cuma

BETUL'UN GOZLUĞUNDEN - Tatil Modundan Tespitler - Betül OZANBAY


Nasil bir oportunistsem artik, iki dakkada, tatil moduna o kadar kaptirdim ki, (insan yasadigi yer gibi dusunurmus) yazlik seyler yazmak istiyor canim.
Sicak iklimlerde insanlarin rehavetini birtakim sosyolojik cozumlemelerle aciklayan İbn-i Haldun'a hep septik yaklasmistim ama adam dogru soyluyormus. İnsan deniz kenarinda izdirap ve acilari komik buluyor birader. Degil Kafka, Murathan Mungan bile okumak istemiyor pasa gonlum. Tom Robbins elimde yelpaze oldu.
Bir bilinc akisi da yok yazmak istediklerim arasinda. İc kurgu olmadan, oylece; geldigi gibi yazmak istiyorum. Bu da boyle bir cesit olsun kisa yazi tarihimde.
Burada; deniz kenarinda, pastel tonlu beyin imalatlari esnasinda, sicaktan "margarita" yardimiyla korunmaya calisilirken, belki de her sey o kadar yanlis ki, sirf o nedenle dogru gorunuyor.
Kronolojik tarih acisindan son derece kisa, ama insan icin birkac omur sayilacak; arkamizda biraktigimiz yuzyillarda niye eskiye oranla hic denecek kadar az deha cikiyor? Cunku eskiden makro akil vardi, simdi mikro akil. Herkes dogru, herkes biliyor, herkes uzman, herkes ukala. Hicbir seyde sabir yok, surekli bir tasinma halindeyiz insan ailesi olarak. Hep bir yerlere gidiyoruz ya da bir yerlerden donuyoruz. Ya kalbimiz kirik ya mutluyuz. "Buyuk" fikirleri dusunup bulmayi demode buluyoruz sanki. Bilim, makinelere birakilmis bir arkaik gelenek. İnsanda bilim yok. Kadin da, erkek de dunyanin merkezi, buyuk dusunmeye zaman yok. Kiyafetten, kiskancliktan, fast food iliskilerden, kolay kazanilan uniformalardan, hayale bile zaman yok. Yani; "okuz"un cinsiyeti yok. Ye, ic, ciftles, kolay konus, ucuz dertlen, ol!
Medeniyet ilerledikce, dehaya ihtiyac kalmiyor. Fiziksel ozellikler (omurilik soganini beyin yerine kullananlari tenzih ederim) azaliyor. Sistemin dehaya ihtiyaci yok, kendini ikame edebiliyor. Modernite, insanin fiziksel korunaklarini daraltiyor. Daha cok alerji, astim, kanser, sizofren, hepatit, kisir, nevrotik ve siyatik oluyoruz.
Bireysel rekabetin buyuk ikramiyesi olan "dirsek gucu" (bilek gucu degil, dirsek gucu) ile bir yerlere gelen insanlarin, hayata bon baktigini fark ettiniz mi peki? Kafasi calismayan, omuriligiyle davranmayi insanlik sayan, beyni puruzsuz gri hucrelerden murekkep bir ilkel organizmayla bizim oyumuz da bir fark ettiniz mi?
Tarihte, dusmanina muzikle saldiran iki tane ordu var: Roma ve Osmanli. Peki onlarin muzik sevdasinin dallarinin nerelere ulastigini hic dusundunuz mu? Buradan cikardiginiz sonuclari "blues" gercegiyle karsilastirin lutfen.
Plajda; adam imaj yapmis ama orijini arkasindan yuruyen cocuklarindan belli. Para gorgusuzu kadinlarin, gunde birkac kere degistirdigi mayolarinin rengi, klasifikasyon degerlerimi altust ediyor. Eski mayolariyla snorkel ve palet kutsal uclemesini, bir bayrak gibi uzerinde tasiyan amcalarin onunde saygiyla egiliyorum.
Beach denen yemekli ve parali plajlarda kopeklerini dayakla egitip, sonra ayni kopeklerle statu level'i atlamaya calisan, kocalarinin burokrat yahut diplomat yahut teknokrat olmasiyla ovunen ve asla kraliyet cogulu olmaya yakismayan "biz" zamirini ortalarda surunduren hanimlarla, onlarin yaninda hamak keyfi yaparken Ray Ban'leriyle goz banyosu yapmayi ihmal etmeyen kocalarini sevmiyorum.
Onlarin, eger bagirmazlarsa dinlenilmeyecegini zanneden (belki de evlerinde hakikaten en cok bagiranin dinlenildigi) cocuklarini da sevmiyorum. O cocuklarin, iblislik ve inat karisimi siren dudugu tonlu ve tamamen obsesif, onlarla ilgilenmeyen ebeveynlere yonelik gosterilerini de sevmiyorum: "Anne bak bana... Anne bak bana... Anne bak bana... Anne bak bana..."
Asansor muzikleriyle duygulanan yeniyetme gencligi de sevmiyorum. Kucuk hislerin cilgin tasarruf kabiliyetini, histeri karmasasi ve amacsiz arayislarin ilkel kimyasini sevmiyorum. Duygu acligi ve bunlarin pazarlamacilar tarafindan reklamasyon edilmis janjanli paketlerini de sevmiyorum.
İyice huysuz ihtiyar oldum anlayacaginiz. Hicbir seyi begenmiyorum!

14 Haziran 2014 Cumartesi

KİTAP TANITIM: PSİKİYATRİST - Wulf DORN

PSİKİYATRİST
Wulf DORN


Kimseye inanma
Kendine bile güvenme
Gerçeği arama
Gerçek seni bulacak

O GELDİĞİNDE, BENİ KORUYACAĞINA SÖZ VER!

Şiddet mağduru bir kadın hasta, psikiyatrist Ellen Rothun kâbusu haline gelir: Kara Adam tarafından izlendiğini iddia eden hasta, gizemli biçimde, iz bırakmadan ortadan kaybolur. Şimdi kendi hayatını da hastasınınkini de tehlikeye atan korkunç bir oyunun ortasındaki Dr Ellen Roth için hiç kimseye güvenemediği umutsuz bir savaş başlamıştır. Şeytani bir yapbozun parçalarını bir araya getirmeye çalışmaktan başka çaresi kalmayan genç psikiyatrist, korku, şiddet ve paranoyadan oluşan bu labirentte çıkış yolunu bulabilecek midir?

İnsan zihninde öyle yerler vardır ki kimse buralara ulaşamaz. Psikiyatrist bizi zihnimizin karanlık tarafına götürüyor.
Donato Carrisi
Gerilim romanlarının yeni yıldızı!
Weltbild

Sanki David Lynch, Stephen Kingin bir romanını filme almış gibi. Harika!
Thomas Thiemeyer

Mükemmel bir gerilim romanı: Dorn, okuru ruhun derinliklerine sürüklemeyi çok iyi biliyor.
Sebastian Fitzek

Psikiyatrist, bu yıl okuduğum en iyi kitaplardan. Çok iyi bir yazar yetişiyor.
Wolfgang Weninger


Sayfa Sayısı: 416
Baskı Yılı: 2014
Dili: Türkçe
Yayınevi: Pegasus

21 Mayıs 2014 Çarşamba

OZLEM AYTEK - İMZA GÜNÜMDEN KARELER - AVCILAR DENİZKÖŞKLER İLKOKULU

Özlem AYTEK - İMZA GÜNÜMDEN GERİYE KALANLAR


Ne güzel bir gündü bugün...

Bugün minik okurlarımla buluşmanın, güzel bir söyleşi yapmanın mutluluğunu bir kez daha yaşadım. Bitmez tükenmez enerjileriyle, neşeli çığlıkları ve kahkahalarıyla çevresine mutluluk ve sevinç saçan küçüklerimizle zaman geçirmek bana da yepyeni umutlar ve heyecanlar kazandırdı. Yazdığım kitapları okumuş, düşünmüş ve sorularını sorabilmek için büyük bir heyecanla beklemişlerdi. Çok anlamlı ve güzel sorular sordular, çok önemli konulara değindiler. Kitaplarını imzalarken, onların kitap sevgisini ve kitabın önemini en iyi şekilde kavramış olduklarını gördüm. Kutluyorum, onları yarınlara hazırlayan tüm öğretmenlerimizi. Beni büyük bir içtenlikle karşılayan, imza ve söyleşi etkinliğini en iyi şekilde yapabilmemiz için başarılı bir organizasyon yapmış olan tüm okul kadrosuna emekleri için teşekkür ediyorum. Eğitim alanında yaptığı önemli çalışmaları büyük bir titizlikle hayata geçiren Altın Kitaplar Yayınevi'ne duyduğum saygıyı, bir kez daha altını çizerek belirtmek istiyorum.
Bir yazar olmanın sevincini bugün bin kez daha yaşadım. Yazarak sulamaya başladığım küçük bir fidan, bugün karşımda pırıl pırıl gözler, neşeli gülüşler, sonsuz bir sevgi ve saygıdan oluşan meyveler veren kocaman bir ağaç olmuş karşımda duruyordu.
Kolları yeniden sıvadım. İstekleri var küçük dostlarımızın benden. Öyle hevesliler ki elindekiler artık onlara yetmiyor. Daha fazlasını istiyorlar. Eleştiriyorlar, araştırıyorlar. Yazılanları sorguluyorlar. Bugün küçüklerimizi gördüğümde daha umutla bakmaya başladım geleceğe.
Geleceği inşa edecek olan tüm küçüklerimize sağlıklı, başarılı, aydın bir gelecek diliyorum.
Şimdi sizlerle bugünden geriye kalan güzel kareleri paylaşmak istiyorum.


























9 Nisan 2014 Çarşamba

İMZA GÜNÜM - İSTEK SEMİHA ŞAKİR KOLEJİ

Özlem Aytek - İmza Günü - İstek Semiha Şakir Koleji

Bugün; bir yazar olarak minik okurlarımla buluşmanın sevincini bir kez daha yaşadım. Gerek çok saygın bir yayınevi olan Altın Kitapların titizliği ve başarılı organizasyonu, gerek İstek Semiha Şakir Koleji'nin uzman kadrosunun çalışmalarıyla imza ve söyleşi etkinliğimizi tamamladık.
Bu etkinlikten geriye; öğrencilerle tanışmamız, sımsıcak söyleşimiz, sohpetler, kahkahalar, heyecanlar ve bu kareler kaldı. Minicik bedenlerde atan kocaman yüreklerin sevgi dolu kucaklayışları unutulmazdı.







































































İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *